BuyukCanlar | Bilgi Siteniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BuyukCanlar | Bilgi Siteniz


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

BizZ Kimiz ?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
[Lanetli]
Bağımlı Üye
Bağımlı Üye
[Lanetli]
Cinsiyet: Kadın
Vatanını Seven Görevini En İyi Yapandı®.
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 18/11/08
Mesaj Sayısı : 60
Nerden : CeHenNemden

Kişi sayfası
Rep Gücü:
BizZ Kimiz ? Img_left1000/5000BizZ Kimiz ? Empty_bar_bleue  (1000/5000)
Başarı Puanı:
BizZ Kimiz ? Left_bar_bleue2000/5000BizZ Kimiz ? Empty_bar_bleue  (2000/5000)
Aktiflik:
BizZ Kimiz ? Img_left3000/5000BizZ Kimiz ? Empty_bar_bleue  (3000/5000)
BizZ Kimiz ? Vide
MesajKonu: BizZ Kimiz ? BizZ Kimiz ? EmptyPtsi Kas. 24, 2008 6:09 pm

Biz, dünyanın en büyük imparatorluklarını kurmuş ve hakimiyetini eski dünyanın bilinen her köşesinde yürütmüş bir milletiz. Bu imparatorlukların sonuncusu, varisi olduğumuz Osmanlı Devleti'dir.


Osmanlı Devleti Söğüt'te kurulduğu 1299 yıllarında. 400 atlıya sahip bir uç beyliği iken, 1326'da Bursa'nın fethi sırasında Orhan Bey 38.000 süvariye kumanda ediyordu.
Bu asker artışı nereden geliyordu? Fethedilen topraklardan toplanamazdı. Zira bu yerin ahalisi Türk değildi. O halde artış nereden geliyordu?
Öyle anlaşılıyor ki, Bizans ucundaki bu beylik bütün Türk aleminin ülküsünü temsil ediyor. Türklük aleminin fetret devrinde bile asla vazgeçmediği, İstanbul fethinin ve dünya hakimiyetinin müessili sayılıyordu.....

Milli şuur ve ülkü Horasan'dan İzmir'e kadar her yerdeki Türk'ü Ertuğrul sancağına çekiyor. Şeyhler, müftüler, müderrisler eli kılıç kabzasına yakışan her yiğidi, gönlü fazilet aşkı ile dolu her mümini, kafası salim düşünceye açılmış her talebeyi Söğüt Beyliği'ne sevkediyordu. Küçük beylik az zamanda Türk aleminin otağı haline geldi.
Sultan-Medresi-Sipahi muvazenesi ile ne anarşi, ne de despotluğa fırsat vermeyen bir devlet kuruldu. Başta hanedan olmak üzere bütün insanların devlete can borcu vardı ve bu borcu tebaa hükümdarlar dahil tereddütsüz ödediler. Küçük devletin, fazileti büyük, müsamahası büyük, ideali büyüktü.
Bu manevi azamet devletin topraklarını çok kısa zamanda kendi seviyesine getirdi.
Bu devir 1699'a kadar sürdü. Bu dörtyüz senenin macerası şöyle özetlenebilir: Her yaz 3 ay sefere çıkılır, 3 gün 3 saat kılıç çekilir. Bir ülke bir vilayet olarak devlete katılırdı.
Her güz batıya, kuzeye doğru bir koşu asırlarca devam etti. Bu koşu, talan, istismar koşusu değil müsamaha, adalet ve huzur tesisi içindi. Bu devrede Osmanlı hünkarı "Hakan-ı Berri ve Bahrin", "Sultan-ı iklim-i Rum", "Halife-yi Rü-yi Zemin" sıfatları ile yeryüzünde kendine muadil otorite tanımadı.
Karlofça bu uzun koşuda tökezlenen bir nokta oldu. 1699 'dan sonraki bütün çabalar, bütün düşünceler, o noktayı geçmek, o engeli aşmak için aranan çareler, ileri sürülen fikirlerin kavgasıdır. Ne tedbirler düşünülmedi.: Sünnet adına kadızade'liler ortaya çıktı. Çakşır haram, kavuk haram kaftan haram, bunlardan soyunursak her iş yoluna girer, dediler.
Avrupacılar türedi: Pantolon giyer, pelerin takar, fes vurunursak mesele çözülür dediler. Ne Kadızade'liler İslam'ı anlamıştı, ne de Avrupacılar batıyı 25 milyon kilometrekarelik vatanı birleşik tutmak için taklitten başka tedbir düşünen olmadı.
İsyanlar, ihtilaller, sokak kavgaları oldu. Birbirimizi kırdık, sultanları kestik, nihayet kendi ordumuzu top ateşine tuttuk.
Mısır, gitti, Cezayir gitti. Bu yitirme devri 150 yılda bizi Sakarya sahiline getirdi.
Bugün hainlerin kandırdığı gençlerin bir kısmı hangi sebeplerle Sosyalizmi istiyorsa, dün onlar kadar samimi kimseler Liberalizmi istemişlerdi. Bugün demokrasinin yeter olduğunu sananlar gibi, dün Tazminat'ı yeter sayanlar vardı. Velhasıl 300 senedir kandaki mikrobun deride açtığı yarayı deride açtığı yarayı tedavi i ile uğraşıyoruz.
Biz bir cihan devletinin kalıntısı üstünde cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz. "Rüyama girdi her gece bir fatihane zan" diyen şair kendini söylediği kadar bizi de söylemiştir. Ne geri kalmış milletlerin birisi, ne de kurtuluş savaşı yapan kavimlerin birincisiyiz. İstiklalini son elli yılda bizden almış 19 ülkenin efendisi idik.
"Azizi vaktidik, o da zelil kıldı bizi"
Bu zilletin sebebini çıplak gözlerle aramalı ve açık yürekle ortaya koymalıyız. 150 yıldır her türlü uygulanan şekil kavgalarının terk zamanı gelmiştir. Milli şuur, Ülkücü Hareketi doğurmuştur. Bu hareket Şeyh Edebali gibi gönül pirleri, Çandarlı Hocapaşa gibi ilim ülkücülerini beklemektedir. Bu bekleyiş demiri eritene kadar sürecektir. Ergenekon'dan demiri eritince çıkmıştık.
Binlerce yıl önceki efsaneler tutulacak yolu göstermiştir, demiri eritinceye kadar sabır. Şekil kavgaları ile, "go home" çığlıkları ile, grevlerde, öldürülecek vaktimiz yoktur. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Sanayimizi kurmalı, büyük milletin imkanlarını, büyük geleceği kurmak için seferber etmeliyiz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

BizZ Kimiz ?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BuyukCanlar | Bilgi Siteniz  :: Tarih :: Osmanlı Tarihi -